
carpe diem "günü yakala" anlamına gelen kelime grubu, diye geçer ekşi sözlükte.
vazgeçme, erteleme...
yaşamı umursa!
kendi gerçeğini bulmak istiyorsan,
düşünü kovala.
Lacivert gibi sağlam olmalıyız kızlar.
ne pembe gibi yalandan, ne siyah gibi damardan!
lacivert gibi sağlam, lacivert kadar sağlam!
Ve evet, gece gibi evet evet, gecenin o güzel laciverdinde, yani kendimizde parlamalı altın düşüncelerimiz, yıldızlar gibi.
sanki ertesi gün ölecekmiş gibi yaşamak, her anın, her insanın
tadını çıkartmak, gününü gün etmek
"carpe diem even if it kills you"
ölü ozanlar derneği
artık o gerizekalı feysbuk oyunlarını oynamaya son
artık msn başında saatlerimi öldürmeye son ve
artık kendimi "hadi çalış hadi çalış" diye zorlamaya, kötü notlar alınca üzülmeye son
yapamadıklarımı düşünüp hayıflanmaya, bir sonraki gün için telaşa kapılmaya son.
neden mi?
buraya Marx'tan yana geldim.
buraya Adam Smith'ten yana geldim.

Marx'a geleceğiz.
Adam Smith'in Ulusların Zenginliği adlı eserinden yola çıkıyoruz. Saygıdeğer düşünür, ulusun varacağı en iyi, en güzel, en uzak noktanın iş bölümü olduğunu savunur. Örnek olarak da toplu iğne imalatını verir. Çalışanların kimisi toplu iğne ucunu boyar, kimisi parlatır; bazısı iğneyi elde edecek şekilde iğnenin ham maddesini parçalara ayırır; geri kalanlar da iğnenin ucunu sivrileştirir. Son işlem de iğneyle toplu iğne ucunu birleştirmektir. Bu işlem esnasında yapılan her farklı hareket, birer birer insanlar arasında bölüştürülür.
paşakızı her zaman iğnenin ucunu sivriltir diyelim,
thetis her zaman uçla iğneyi birleştirir,
diğerleri de diğer işlemleri yapar.
yani, herkes bir alanda uzmanlaşır.
bu, iş bölümüdür.
böylece, zamandan tasarruf ederiz.
ve Adam Smith'e göre, işte bir ulus için zenginlik buydu.
Gelgelelim değerlimiz Marx'ımıza
Marx'a göre autonomy, yani insanın kendi kendine yetebilmesi son derece önemliydi,
iş bölümünde ise, insan illa ki bir şeylerden feragat etmek zorundaydı, başka bir şeye kavuşmak amacıyla.
Örneğin thetis fırıncı ekmek yapıyor,
crs's ise sütçü olsun :)
süt almam için ona ekmek veriyorum filan. o da aynı şekilde.
birbirimize muhtacız.
there is no autonomy here.
(zaten Adam Smith'e göre, insanlar birbirlerine bayıldıklarından ötürü değil, doğalarında değiş-tokuşa meyillilik olduğundan ötürü ticaret ederlermiş.)
Her gün her gün aynı işlemi yapmaktan, yaşayabilmek için çalışmaktan ziyade, çalışmak için yaşıyor hale gelmemizden ötürü
1) Yaptığımız işten
2) Üretim sürecinden
3) Arkadaşlarımızdan
4) Kendimizden
uzaklaşıyoruz.
1) Aynı şeyi milyonlarca kez zorunlu olarak yaptığımız için, profesörü dahi olsak, yaptığımız işten bıkıyoruz. Bu bizi işimizden soğutuyor.
2) bkz. 1
3) Sürekli çalıştığımız için çok yoruluyoruz. Dinlenmeye olan ihtiyacımızdan ötürü arkadaşlarımıza vakit ayıramıyoruz, bu da yanında depresyonu getiriyor.
4) İstediğimiz hiçbir şeyi yapamıyoruz, artık sosyal bir yaradılış olmaktan çıkmışız. Robot gibiyiz, insan olmaktan çıktık artık.
sonuç olarak, Marx'tan yola çıkarak ve söylediklerini bizzat tecrübe ederek
CARPE DIEM!

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder